Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kendiliğinden oluşan | spontaneous s. | ||
In a spontaneous parliament in a Western democracy, there is sometimes more time available than anticipated. Bir Batı demokrasisinde kendiliğinden oluşan bir parlamentoda, bazen beklenenden daha fazla zaman kullanılabilir. More Sentences |
||||
Genel | kendiliğinden oluşan | self-generated s. | ||
Genel | kendiliğinden oluşan | free-from s. | ||
Technical | ||||
Teknik | kendiliğinden oluşan | autogenous s. | ||
Medical | ||||
Medikal | kendiliğinden oluşan | self-induced s. | ||
Physiology | ||||
Fizyoloji | kendiliğinden oluşan | automatic s. |